Biliyorsunuz birkaç yazıdır özgüven üzerine yazıyorum. Bu hafta
özgüvenle ilgili yazı dizimize ara verip çocukların dünyasında kurban ve
bayrama dair birkaç noktaya değinmek istiyorum. Bir anne-baba olarak bayramlar
bize düşen ilk görev çocuklarımıza bayramın şekerden ve çikolatadan ibaret
olmadığını anlatmak, dahası yaşatmak olmalı. Ben yaşatmak kısmını daha çok
önemsiyorum. Çünkü çocukların zihnide söylenen sözlerden çok yaşanan senaryolar
kalıyor. Bu amaçla aşağıdaki önerilerden ne kadarını yapabilirsek o kadar güzel
olur.
İçinde bayram geçen hikayeleri, kıssaları ve şarkıları araştırıp
bayram süresince çocuklarımızla paylaşabiliriz.
Akrabalarımızı ziyaret ederken, her ziyarette bayramda ziyaret etmenin
önemi üzerine vurgu yapabiliriz. Çocuğumuz arkadaşlarından bir kaçını da
bayramda ziyaret etmek, onun bayram algısını daha da güçlendirecektir.
Küstüğümüz bir yakınımızı bayramda ziyaret edip onunla barışabilir ve
bu olayı basit bir dille çocuklarımıza anlatabiliriz. Yine, çocuklarımızla
birlikte onların küs olduğu bir arkadaşını bayramda ziyaret edebiliriz.
Bayramda çocuklarımızla birlikte kabristanları, mezarlıkları ziyaret
edip dualar edebiliriz. En ez bir defa camide çocuklarımızla birlikte namaz
kılabiliriz.
Mahallemizdeki yoksullara çocuğumuzla birlikte bir bayram hediyesi
götürebiliriz. Onun şekerlerinden birkaç tanesini yoksul aileye vermesini
sağlayabiliriz. Ya da bir namaz çıkışında camideki yardım kutusuna bağışta
bulunabiliriz. Çocuğumuz da bu kutuya bayram harçlığından para atmasını
sağlayabiliriz.
Kurban Kavramı Çocuklara Nasıl
Anlatılmalı?
Yukarıdaki öneriler aslında her bayram için geçerli. Bir de kurban
bayramına özel kurban kavramı ile ilgili birkaç hatırlatma yapmakta fayda var.
Şunu çok iyi bilmemiz gerekiyor ki, ergenlik döneminden önce çocukların kurban
kesimini görmesi oldukça sakıncalıdır. Bu nedenle çocuklar kesim alanından
kesinlikle uzak tutulmalıdır. Aynı şekilde çocuklara kesilen hayvanın kafası,
ayakları, kanı kesinlikle gösterilmemeli, alnına kurban kanı sürülmemelidir.
7-12 yaş arası çocuklar, ısrarcı olurlarsa kurban kesme merasimini çok
uzaktan izleyebilirler. İzleme açısından bıçak, kan ve kesme eylemi
görünmemelidir. Edilen tekbirler, okunan dualar çocuğun dikkatine sunulmalıdır.
7-12 yaş arası çocuklar bir şekilde arkadaşlarından kurbanın bıçakla
kesildiğini duyabilirler. Bu durumlarda kurbanın kesildiği ancak hediye olduğu
için canının yanmadığı ve mutlu olduğu anlatılabilir. Kurban bıçaklarının
acıtmayan özel bıçaklar olduğu söylenebilir. Kurban kavramı, ergenlik dönemi
öncesinde çocuklara “hediye vermek” olarak aktarılabilir. “Koçu, ineği Allah’a
dualarla hediye ettik” denilebilir. Etin, hediye edilen kurbanın eti olduğu
anlatılabilir. Ancak burada kestik, doğradık, sonra da et oldu demek yersizdir.
Çocukların kurbanlarla duygusal bir ilişkiye girmesine de engel olmak
gerekir. Kurbanı görüp ona birkaç kez ot vermesi, ya da dokunması yeterlidir.
“İşte bu et senin ot verdiğin koçun eti” gibi çocuk ruhunu incitecek cümleleri
zaten kurmamak gerektiğini biliyorsunuz.
Bu uyarılara da değindikten sonra yol gösterici olması amacıyla örnek
birkaç kurban diyaloğuna değinebiliriz.
Bayram, bize bayramı ulaştıranları anmaktır.
- Sana İbrahim peygamberin bayram hikayesini anlatmamı ister misin
yavrum?
- Evet anne/baba!
- İbrahim peygamber, insanlara hep iyilik yapan, yoksullara yardım
eden bir peygambermiş. İnsanlara daha çok yardımcı olmak için Allah’a dua
etmiş. “Allah’ım bana bir oğul verebilir misin?” demiş. “O, bana yardımcı
olsun. Beraber iyilik yapalım” demiş. Allah da İbrahim peygamberin duasını
kabul etmiş. Ona İsmail adında güzel bir çocuk vermiş. İsmail büyümüş, babasına
yardım etmiş. İnsanlara hep iyilik yapmış. Bir gün İbrahim peygamber bir rüya
görmüş. Rüyasında yaşlı bir dede ona demiş ki “Ey İbrahim, Allah’a bir hediye
kurban ver” İbrahim peygamber, uyanınca oğlu İsmail’i yanına çağırmış. Onu
Allah’a hediye vermek istiyormuş. İsmail güzelce giyinmiş. Babasının sözünü
dinlemiş. İsmail’i hediye etmek için dağa çıkmışlar. Dağa çıkınca bir melek
gelmiş ve İbrahim peygambere koç getirmiş. Demiş ki: İbrahim peygamber!
Çocuğunu hediye etmene gerek yok. Allah çocukları çok sever ve onların
babasının yanında kalmasını ister. Sen bu koçu Allah’a hediye et. İbrahim
peygamber de koçu Allah’a hediye etmiş, kurban etmiş. Allah da onların bu
hediyelerini kabul etmiş. İkisi de çok mutlu olmuşlar.
Bayram, sevdiklerimizi ziyaret
etmektir.
- Anne/baba biz nereye gidiyoruz?
- Amcalarımızı/teyzelerimizi ziyarete gidiyoruz yavrum. Bayramda
büyükler ziyaret edilir ve onların eli öpülür. Büyüklerimizi ziyaret edince biz
çok mutlu oluyoruz. Onlar da mutlu oluyorlar. Bu nedenle herkesi ama herkesi
bayramda ziyaret ediyoruz. Böylece çok ama çok mutlu oluyoruz.
- Anne/baba benim arkadaşlarıma da gidecek miyiz?
- Tabi yavrum, senin arkadaşlarına da gideriz.
Bayram, küskünlerin barışmasıdır.
- Şimdi halanlara/teyzenlere/amcanlara gidiyoruz kızım/oğlum. Biz
onunla tartışmıştık ve sonra da küsmüştük. Ama bayramda tüm küskünler barışır.
Herkes birbirinden özür diler. Senin de küstüğün arkadaşın varsa onu da ziyaret
edip barışırız tamam mı?
Bayram, kabirdeki büyüklerimizi ziyaret etmektir?
- Anne/baba burası neresi?
- Burası mezarlık yavrum. Ölenler bu mezarların içine konurlar.
- Toprağın içine mi?
- Evet, toprağın içine.
- Ne yaparlar ölenler orada.
- Toprağın altında Cennet’e giden gizli kapılar var. Ölenler oradan
geçerek Cennet’e giderler. Hani sana Cenneti anlatmıştım ya hatırlıyor musun?
İşte oraya giderler ve orada çok mutlu olurlar. Bu kapıları sadece onlar
görebilir ama.
- Anne/baba ben ölmek istemiyorum.
- Ben de senin yaşındayken ölmek istemiyordum. Çocuklar ölmek
istemezler zaten yavrum.
- Anne/baba ben de ölüp o kapılardan girmek istiyorum.
- O kapılardan girebilmek için önce bir sürü iyilik yapıp biriktirmen
gerek ama. Senin yaşın biraz küçük. Bak deden taa 70 yaşına kadar iyilik yapıp
biriktirdi. İyiliklerin birikip kocaman dağlar kadar olunca, o zaman sen de o
kapılardan girmeye hak kazanırsın.
Bayram, sahip olduklarımızdan bir kısmını kurban etmektir.
- Anne, bu koçları/kuzuları/inekleri ne yapacaklar?
- Allah’a hediye edecekler yavrum. Bayramda Müslümanlar Allah’a hediye
verirler. Kurban bayramında da koç/kuzu/inek hediye ederler.
- Allah inekleri ne yapar anne?
- Fakirlere verir yavrum. Böylece onlar da bayramda çok mutlu
olur.
Bayram, yoksulları gözetmektir.
- Yavrum ben komşularımıza et götüreceğim. Sen de gelmek ister misin?
- Evet anne.
- Bayramda herkes elindekini yoksullarla paylaşır. Sen de
şekerlerinden bir kaçını paylaşmak ister misin? Hadi bakalım getir şeker
çantanı, onu da bu poşetin içine koyalım beraberce götürelim.
Bayram, hediye vermektir?
- Anne babamlar bu koçu kesecekler mi?
- Hediye edecekler desek daha doğru olur yavrum. O koçu, namaz
kıldıktan sonra dua ederek Allah’a hediye edecekler.
- Anne hani Allah nerede?
- Bizim gözlerimiz küçük olduğu için biz Allah’ı göremiyoruz yavrum.
Ama o bizi ve hediye ettiğimiz kurbanı görüyor.
Çocuklarınızla birlikte güzel bir bayram geçirmeniz dileği ile hayırlı
bayramlar.
UZMAN PEDAGOG MEHMET TEBER
http://www.mehmetteber.com/2013/01/cocuklar-icin-kurban-bayrami-diyaloglari.html?spref=tw
http://matmazeella.blogspot.com/
YanıtlaSilBenim bloguma da bakmak ister misiniz?