5 Temmuz 2013 Cuma

Ölüm kaç yaş çocuğuna nasıl anlatılır?


Çocuk kaç yaşında “ölüm” ü merak etmeye başlar? Çocuğa ölüm nasıl anlatılmalıdır?
Cevaplanmak üzere sorulan ve ardı arkası kesilmeyen soru işaretleri konuşmaya başladığımız ana tekabül ediyor. Yani yaklaşık ve genel olarak 2-2,5 yaş. İlk soruların geldiği bazen zor sorularla anne babaların köşeye sıkıştırıldığı bir döneme giriliyor böylece. Ölümle ilgili sorular bu dönemde çok olmaz veya yoğun olmaz. Yaklaşık olarak 3’ten sonra özellikle bir olayla da karşılaşılmışsa daha yoğun olarak sorulabilir.
Gelişim dönemine göre ölüm kavramı 0-2 yaş arasında tam olarak algılayamazlar sadece bağlandıkları kişiden ayrıldığında ayrılık anksiyetisi yaşarlar.
3-5 yaş arası ölümü geri döndürülebilir bir olay gibi görürler. Ölümün bir bayılma hali uyku hali gibi bir urum olduğunu düşünürler. Lakin özellikle 4 yaştan sonra biraz daha ayırt etmeye başlarlar ve korku duyabilirler. Özellikle çevrelerinde böyle bir olay ve durumla karşılaşmışlarsa bu anlatılmazsa kaygı dereceleri artar. Not düşmek gerekir ki evdeki atmosfer çocuğun kaygısını tetikleyen bir diğer durumdur.
5-10 yaş arası ölüm geri dönülmez bir durumdur, hepimizi bekleyen bir sondur.
Bu dönemlerin özelliklerini bildikten sonra onlara nasıl açıklamalar yapacağımıza geçmeden çocukların ölümden ne anladıklarına bakalım.
Çocuğun dünyasında ölüm kavramı 
Ölüm olayını çocuk bilişsel ve duyuşsal olarak iki açıdan algılar. Bilişsel açıdan oluşan algı görme şahit olma ile (Tv de bilgisayarda) oluşur. Mesela çocuk ölü bir kuşa rastlar, akrabalardan ölen biri ile ilgili konuşmaları duyar ve ilk soruları gündemine alır. “Ölüm nedir? Ölen nereye gider?” gibi. Bu soruların cevapları çocuk için bilişsel düzeyde önem kazanır. Alacağı cevaplara göre ölümü anlamlandırır. Şayet çok yakını ölür tepkileri daha yakin hissederse o zaman duyguları da sorulara eklenir. Bazı uzmanlara göre 5 yaşına kadar ölümü çocuğun hakiki bir şekilde anlaması ve anlamlandırması mümkün değildir. Lakin anlayamayacağını düşünüp buna sığınıp açıklama yapmamak ve geçiştirmek çocuk için gelecekte ciddi bir tesir bırakabilir. Bu nedene anne babanın izah etmesi, ölümün bir son olmadığını vurgulaması çok önemlidir. Zaten şayet çocuk evde kaygılı, bağırmalı, çağırmalı bir atmosferle karşılaşır feryadlara şahit olursa kaygısı artar, soruları da cevaplanmazsa fobiye dönüşür. Bu nedenle izahta bulunmak soruları cevaplamak gerekir. 5 yaşına kadar çocuk ölümü yaşamın sona ermesi olarak değil, yaşamın başka bir şekli gibi algılar. Aslında bu fıtri duyguya gelişimine uygun bir cevap verilirse bu doğrusu da hiç değişmez. Ölüm yaşamın başka bir şeklidir. Ve bir son değildir. Cennete açılan başka bir kapıdır. Geri dönülmezlik, evrensellik ve nedensellik olan ölümün unsurlarını çocuğun gelişimine uygun ifade etmek gerekir. Zaten anne babanın ölümle ilgili kaygı ve korkusu yoksa ve bu çocuğa yansımıyorsa çocuk kaygısını yükseltecek duygulara kapılmaz.
Sakın Söylemeyin
1- ……….. uyudu sonsuza dek uyuyacak;
Bu çocuğu geçici olarak rahatlatan bir ifade gibi duruyor. Lakin çocuğun uykudan, bir daha uyanamamaktan korkmasına neden olabilmektedir. Bu nedenle uyku problemiyle ölüm korkusu desteklenir.
2- ………… Allah yanına aldı. O iyi kullarını yanına alır!
Vakıa yaşanmıştır ki böyle bir çocuk Allah’ın sevmediği bir çocuk olmaya çalışır. Nitekim iyi bir çocuk olursa Allah’ın onu yanına almasından korkar. Şayet Allah sevgisi muhkemse,cennetten bahsedilmişse,yahut çok sevdiğini bağ kurduğunu kaybetmişse bir an evvel O’nun yanına gitmek için çok iyi bir çocuk olur.Lakin iyi olmasına rağmen O’nun yanına gidememek hayal kırıklığı yaşatır ve Allah ile ilgili iyi fikirler oluşturmaz.
3- …………. Ölüm bir odadan diğerine geçiştir. O başka bir odaya geçti biz de geçeceğiz.
Bu ahret inancı için faydalı bir cümle gibi görünse de çocuğun çok sevdiğine kavuşma niyeti bu durumu tehlikeli hale getirebilir. Yani bir odadan diğer odaya geçmek kadar kolay bir durum olduğunu düşünüp o odaya geçmek isteyebilir. Bu nedenle bu şekilde bir cümle kurmak sağlıklı değildir.
Nasıl Anlatalım?
Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki çocuğun ölüm algısı, çocuğun yaşına, aile yapısına, geçmiş deneyimlerine göre değişiklik gösterir. Yaş gelişimine göre algıları dikkate alınmalıdır. Ölümü çok sahnede izleyen bir çocuğun ölüm hakkındaki fikirleri ile ölümü ilk kez gören biri aynı derecede tutulamaz elbette.
1-Kısa-net fakat doğru cevaplar vermektir. Fazla ayrıntıya girilmesi çocuğun kafasını karıştırabilir. ”
2-Özellikle küçük çocuklara ölümü bir bitkinin ve ya hayvanın yaşamının sonlamasından yola çıkarak açıklayabiliriz. “Bir gün bütün canlıların yaşamı sona erer, bu durum insanlar için de geçerlidir. Amcanın yaşamı da artık sona erdi ve bundan sonra bizimle olmayacak. Biz artık onun resimlerine bakıp onun hakkında sohbet edeceğiz, onu hatırlamaya ve sevmeye devam edeceğiz. Fakat o gittiği yerde mutlu böyle düşüneceğiz.“
2- Durumu çok iyi anlasa da etkilenecektir. Bunu doğal karşılamalıyız. Ve onun yanında olduğumuzu ve bize güvenmesini söyleyeceğiz.
3-Ahiret inancı ile ilgili olarak 5 yaşa kadar sadece cennetten bahsedebiliriz. Burada cenneti çok güzel tasvir ederken oraya gitmek için can atma riski olabilecek çocuğumuza bunun Allah istediği zaman olacağını muhakkak ifade etmeliyiz.
Anne baba ölümden kaygı duyuyor çocukları buna tanıklık ediyorsa çocuğun soruları endişeleriyle beraber artar. Ve şayet sağlıklı olmazsa cevaplar fobiye dönüşürse durum muhakkak uzman desteği alınmalıdır. Bununla birlikte ölümün hayat kadar sıradan karşılandığı bir atmosferde,ahrete inanan ve çocuğa makul şekilde anlatıldığı bir atmosferde kaygı ve endişe duyulması mümkün değildir.

EGİTİMCİ-YAZAR

Hilal Çorbacıoğlu 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...